Dört yıldır ECA-EC yönetim kurulunun bir üyesisiniz. Böyle uluslararası bir topluluğun bir parçası olarak ilham verici deneyimleriniz neler?
Aslında ECA-EC’i Dünya Gençlik Korosu sayesinde tanıdım. 2006’da Mainz’da gerçekleşen Europa Cantat Festivali’nde son performansımızı 3000 kişiyle dolu bir kilisede yaptık. Bundan hemen sonra festivalin geri kalanı için gönüllü olarak çalıştım. Orada ECA-EC’in Gençlik Komitesi’yle tanıştım, bir yıl sonra ise Gençlik Komitesi’nin devamlı bir üyesi oldum. Birkaç koro festivalini ziyaret ettim ve Avrupa’daki iletişim ağı hakkında bilgi edindim. Bunların içinde İstanbul’daki Korofest de vardı. Bu işe gerçekten devam etmek istediğimi fark ettim. Şimdi ECA-EC’in bir parçası olarak benzer projelerle uğraşan insanlarla, korolarla ve organizasyonlarla iletişime geçme fırsatı buluyorum ve yeni yerlerde yeni projeler üretilmesine yardım ediyorum. Avrupa’daki politik durumla, iklim değişikliğiyle ve dünyanın geri kalanının istikrarsızlığıyla ilgili çok fazla olumsuz haber alıyoruz. Fakat aynı zamanda iyi işler için, sanat ve kültür için çalışan çok fazla insan olduğunu ve bunun bizi bir araya getirdiğini fark ediyorum. Biz koro şarkıcıları birlikte şarkı söyleyerek bir değişim yaratabiliriz. İşte bu gerçekten ilham veren bir şey.
Bu sene Dünya Gençlik Korosu’nun başkanlığına seçildiniz. Eskiden projede şarkı söylediğinizi de göz önünde bulundurarak, bu konu hakkındaki hislerinizi paylaşabilir misiniz?
Koroya katıldığımda bize söylenen ilk şey bu projenin hayatımızı sonsuza dek değiştirecek bir proje oluşuydu. Bu büyük sözleri duyduğumuzda hepimiz biraz gülmüştük ve bunun sadece bir ‘hoş geldin’ ifadesi olduğunu düşünmüştük. Şimdi bunun ne kadar doğru olduğunun farkındayım. Koro şarkıcılığı hakkında kendin gibi hisseden insanlarla buluşmak ve farklı kültürleri öğrenip kendi kültürünü de öğretmek hayatının bu aşamasında önemli bir şey. Koristlerin çoğu yurt dışında okumaya ya da farklı bir ülkede çalışmaya gitti, şef veya profesyonel şarkıcı oldu ve bazıları da benim gibi yönetici oldu. Başkan olarak geri dönmek büyük bir onur ve projenin katılımcılar üzerinde etkisinin hala aynı olması bir ilham kaynağı. Dünya Gençlik Korosu’nun gelecekte ne gibi projeleri olacak?
Gelecek yıl koro Macaristan’ın Pecs şehrinde bir prova süreci için buluşacak, ardından Kuzey Balkan ülkelerinde bir tura çıkacak. Macaristan’dan Zoltan Pad ve Kenya’dan Ken Waika olmak üzere iki şefimiz olacak ve projede yer alması için altmış korist seçeceğiz. Bence bu çok özel bir tur olacak ve farklı şeflerle tanışacağım için çok heyecanlıyım.
Türk koro camiasıyla paylaşmak üzere Dünya Gençlik Korosu’nun vizyonu hakkında bilgi verebilir misiniz?
Dünya Gençlik Korosu 17-26 yaşları arasında ileri seviyede olan koro şarkıcıları için bir proje. Koro şarkıcısı olarak yeteneklerini geliştirmeleri, ünlü ve yetenekli şeflerle tanışmaları ve müzisyen olarak yükselmeleri bekleniyor. Fakat bu aynı zamanda sosyal ve eğitici bir proje. Örneğin, geçen yıl mültecilerle buluşup birlikte şarkı söyledik. Asıl farkı yaratan ve Unesco’nun 1996’da koroyu barış için elçisi olarak ödüllendirmesinin sebebi; projenin bu ekstra boyutu.
Geçen yıl Dünya Gençlik Korosu’nun Almanya’daki oturumuna ilk Türk koro şarkıcıları katıldı. Daha fazla Türk koro şarkıcısının projeye katılımını desteklemenizin sebebi nedir?
Ülkeniz için koro temsilcisi olmanız çok heyecan verici bir fırsat. Dünyanın her yerinden arkadaşlar ediniyorsunuz ve koro müziği hakkında sizin kadar tutku duyan insanlarla karşılaşıyorsunuz!
Röportaj: Burak Onur Erdem, Kasım 2016
Comments